28 Mart 2009 Cumartesi

Işık Kirliliği


Gemi limandan hareket ederdi. Eğer gece ise liman ve şehir ışıkları geminin kıç tarafında kalır, puruvada ise karanlık gemiyi içine çekerdi. Gemi karadan engin denize doğru ilerledikçe, şehir ışıkları ufukta batan güneş gibi kaybolurdu. Gemi denizi yara yara ilerlerdi. Ay gökte yoksa, dolunay değilse, karanlık çok koyu olur örterdi üstümüzü. Böyle gecelerde açık denizde gökyüzüne bakmak sonsuzluğa bakmak gibiydi. Yıldızlar ve samanyolu öyle yakın görünürdü ki, uzansam toplayabilirdim sanki. Tanıdığım yıldızları arardım bir arkadaş gibi, işte kutup yıldızı her zamanki yerinde, sirus, vega, aldeberan, altair, rigel. En sevdiğim orion takım yıldızlarıydı. Onun şekli beni etkilerdi, okyanusta gece vardiyaları zordu. Yıldızlar ve geminin ışıkları, dışarıda engin su çölü...

Günler geceleri kovalar, gemi hedefine kilitlenmiş bir torpido gibi suları yararak, varış limanına yaklaşırdı.
New York'a yaklaşık 100 deniz mili kala, batı ufku aydınlanmaya başlar, bize doğru yolda olduğumuzu hatırlatırdı. Okyanusun zifiri karanlığından, medeniyetin sahte aydınlığına ilerlerdik. Bu dev şehir öyle aydınlatır ki etrafını, gökyüzündeki yıldızların yerini alırdı ışıkları.
Ben denizciliğin kazandırdığı alışkanlıkla, doğayı, gökyüzünü, yıldızları seyretmeyi çok severim.
Ama artık yaşadığımız yerler o kadar çok aydınlatılıyor ki gökte yıldızları görmek zorlaşıyor.
Dünyayı kirletiyoruz. Dünyamızı doğallığından koparıp, yapay ışıklarımızla geceleri gündüze çevirmeye çalışıyoruz. Niçin? Gündüzümüzü gündüz, gecemizi gece yaşasak olmaz mı?
Ülkelerin gelişmişliği tükettikleri enerji ile ölçülüyor. Tüm ülkeler daha çok tüketmek arzusunda, gelişmişlerin arasına katılmaktır istenilen, ödenen ve ödenecek bedeller çok ağır olsada:
Hep daha çok enerji içindir savaşlar; Irak'ta, Filistin'de, Pakistan'da.
Ülkem de, hep daha ileri gitme çabasındadır. Aslında bilinmez, hiç bir yere gidemeyiz, ilerleme diye birşey yoktur. Ama barajlar kurulur, yok etme pahasına, doğayı, tarihi. Nükleer santral antlaşmaları yapılır; ipotek edilerek geleceği çocuklarımızın. Yeraltı kaynakları çıkarılır; petrol, kömür ve bunlar enerjiye dönüştürülür. Ne için; hırslı, haris, aç gözlü, doymaz, çok bilmiş, akıllı, zeki, kibirli insanlar daha ileri gitsin diye. Bilmeliyiz ki ilerleme bir yanılsamadır. Kısa insanlık tarihi barış ve mutluluktan çok, acılarla doludur. Dönme dolaptaki fare gibiyiz, dünyayı bizim döndürdüğümüzü sanıyoruz. Aynı yerde koştuğumuzun farkında değiliz. Dünya, biz olmadan da dönmeye devam edecektir.
Ben küresel ısınma ve iklim değişikliğine duyarlı bir kişi olarak Dünya Saati (World Hour) eylemi çerçevesinde evimin ışıklarını bir saat kapattım ama dışarı baktığımda sokak lambalarının keskin ve yoğun ışıklarından gözlerim kamaştı. Sanki komşularım fenerlerini yüzüme tutmuş, işte oyunbozan bu, diyorlardı. Show devam etmeliydi...

1 yorum:

  1. Hi, your blogs are great, the pictures of Istambul are amazing! I can't post a comment in your Kocaeli DP blog. Greetings from MC.

    YanıtlaSil