4 Nisan 2009 Cumartesi

Fotoğraf Tutkusu


İtiraf etmeliyim ki insanın düşünceleri zamanla değişse ve olgunlaşsa da, eylemleri düşüncelerinin önünde gidiyor. Ben insanlığın tuttuğu birçok yolun doğru yol olmadığına inanırım. Biraz karamsarım gidişat için.
Tüketim çılgınlığı, paranın adaletsiz dağılımı, zengin - fakir uçurumu, doğal kaynakların çılgınca tüketilmesi, doğanın değişimi, açlık, yabancılaşma, kalabalıkta yalnızlık, sıkıntı...
Seçim, geçim, su forumu, nato, danimarka, protesto...
Tüm kötülüklerin ve çatışmaların nedeni, bizim düşünen akıllı yaratıklar olmamız mı acaba.
Sonuç olarak akıllı ve hırslıyız, tam da bu nedenle zayıfız aslında, beğenilmek, sevilmek, yalnız kalmamak, yabancılaşmamak istiyoruz.
Hep bu yüzden internet'te yazıyoruz, yazarak konuşuyoruz, fotoğraflar çekip gönderiyoruz.
Fotoğraf depolama sitelerinde milyarlarca fotoğraf birikmiş, her geçen gün artıyor. Sanki dipsiz bir kuyuya atıyoruz, çöplükler yaratıyoruz. Paylaşıyor muyuz yoksa kendi egolarımızı mı tatmin etme çabasındayız.
Kim ne derse desin ben de tüm çağdaşlarım gibi zayıf insanım. Yüklerimi hafifletmeye, arınmaya, huzurlu olmaya çalışırken gittim kendime yeni bir Fotoğraf makinası aldım.
Kitapçığındaki ilk cümle; ''Bu kamera narin bir cihazdır.'' Yani düşürme, çarpma, çaldırma. Koru onu. Dış dünyamdan korumam gereken bir eşyam daha oldu.
Şimdi harıl harıl nasıl daha iyi fotoğraf çekip, büyük dipsiz çöplüklere yüklerim diye uğraşıyorum. Fotoğraf kusuna gitmeyi planlıyorum. Yapamadım, kendimi soyutlayamadım bu tüketen dünyadan.
Aldığımız ve sahiplendiğimiz her nesne bizi daha savunmasız bırakıyor. Korumamız gerekenler arttıkça biz güçsüzleşiyoruz.
Hangimiz geri dönüp bakmadan, özgür ve yalnız uzaklaşabiliriz, gerekirse bırakabilir miyiz herşeyi ardımızda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder