Otelin arka bahçesindeki sıcak havuzda manzara.
Bir sabah yola çıktık, bizim oradan Gönen 275 km. Yalova-Çiftlikköy'de yolun sağındaki Özdilek alışveriş mağazalarında ilk molayı verdik. Aynı moladan Bursa'da bulunan tesislerinde de verdik ve oradan kestane şekeri takviyemizi yaptık. Bursa'dan sonra hiç durmadan yol aldım; Karacabey ve Bandırma'yı geçtikten sonra Çanakkale yolunda solda Gönen istikametini gösteren tabeleyı takip ederek otelimize öğlen vardık. Yol dört saat sürdü ve trafik çok rahattı. Kış mevsimi olduğundan tarlalar uykuda, çiftçiler de sanırım kahvehaneler de baharın gelmesini bekliyorlardı. Yol boyunca durgunluk gözledim ve kriz'e yordum bu durumu, fazla düşünmeden tembelce. Tembellik için geliyorduk buraya, ekonomik yorum yapacak halimiz yoktu.
Yıldız otel, giriş kapısının üstünde bana donuk görünen 4 sahte yıldız asılmış, belediye'ye ait oteller dizisinin en gösterişli binası. Resepsiyondan oda kartımızı aldık ve genç otel yardımcısının refakatinde 3. kattaki odamıza geldik. Bizim ufaklık, çocuk olmanın o güzel saflığıyla çok mutlu ve hemen tv.'ye saldırdı. Bizim engelleme çabalarımız genellikle püskürtüldü.
Ben her gün bu minik( derinlik:140 cm) sıcak(37-38 derece) havuzu tercih ettim. Bol bol yüzdüm ve hareket ettim, sıcak su nefessiz bırakıyor,yoruyor. Yarım saat civarında kaldım içinde, az vatandaş olduğu zamanları tercih ederek.
Hanım hiç girmedi bu sene suya, kadınları anlamak zor. Otelin içinde kapalı havuzları da var. Kadın ve erkekler ayrı saatlerde girebiliyorlar.
Bir günün panoraması ; sabah kahvaltıya inersiniz, açık büfe diyorlar israfın adına. Sonra genellikle ya odada ya da lobi de pineklersin, havuzlara girersin istersen. Ögleden sonra kek, poğaça ve sıcak-soğuk içecekler sunulan ara öğün var. Havuzlar her daim hizmetinizde ve odalarda da kaplıca suyu akmakta küvetlere misafirlerimize.
Akşam olur yemek curcunası başlar. Yine açık büfe yine israf, evlerimizde asla yiyemiyeceğimiz kadar çok alınır herşeyden tabaklara ve bırakılır masalarda yiyecekler; o sırada tv'de spiker haberlerde anlatmakta Gazze'deki açlığı, ne gam, tıkının beyler. Sağlık bulmaya gelmedik mi ? biz buraya. Sigara tiryakileri yakmakta sigaralarını masalarda. Garsonlara sorar bendeniz ne iş diye, gülümser garson biz emir kuluyuz der gibi. Yemekten sonra çıkarken odaya koridora asmışlar, sigara içersen 62 lira diye. Otel dolu tüm odalarıyla. Ne demişler, nerede çokluk orada... Adına yakışır bir anlayış göremedim yönetiminde. Ayrılırken sigara konusunda şikayetimi bildirdim, düzelir umuduyla bu hata.
Gönen çayıMüze buysa benim daha önce gezdiklerim neydi ?Eski koza fabrikası, bir zamanlar burada ipek üretildiğini anlatıyor.
Otellerin bulunduğu alanda bir de adına müze denilmiş ve çağımız toprak seviyesinin 3 metre kadar altında kalmış eski bir kilisenin mozaik tabanı bulunuyor; çevresinde de sütunlar ve büyük küpler konumlandırılmış. Mozaik kilise tabanı üstünü ise çok çirkin görünen kalın beton bir örtüyle kapamışlar. Ayrıca bir ilginç yapıda parkın kenarında Gönen otobüs terminalinin arkasında bulunan eski koza hanı; virane bir halde duruyor ve avlu kapısına '' burası 2004 tarihinde belediyemiz tarafından halkımıza kazandırılmıştır.'' gibi şimdi tam hatırlayamadığım tabela asılmış. Aradan geçen beş yılda bina öylece bırakılmış nedense.
Pazarına gittik, bayanlar yaptıkları el işleri dantelleri ellerinde sergiliyorlar müşterilerine. Köylülerden kabuklu ceviz aldım. (Kg: 5 lira). Güzel çıktı içleri. Çarşısından, meşhur baldo pirincinden(Kg:2.80 lira) ve peynirlerinden alıp, hal hatır sorduk, dükkan bekleyen neşesiz ve bıkkın esnafa, hoşçakalın dedik, kısmetse geliriz yine. Kaplıca iyi geliyor bedene.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder