3 Haziran 2011 Cuma

Bisiklet - Doğa - Fotoğraf



 

Haziran ayının 2. günü Samanlı dağlarında bir tur daha gerçekleştirdik. Doğa ile bisikletin müthiş uyumuyla geçen nefis bir gezi oldu. Kuş sesleri ve akan dere sesinin eşliğinde pedalladık. Dağ çiçeklerinin kesif kokularının en bol olduğu aydaydık. Temiz havayı soluduk doyasıya...

Buyrun fotoğraflara: (Turun detaylı anlatımı görsellerden sonra)


Sabah gezintisinde biraz mola.  



Ereğli'den aldığım ev yapımı poğaça. 


Poğaçadan pay isteyen bir sırnaşık... 


Verdiğim yetmedi ona  


Adımın geçtiği bir kare. 


Tırmanmaya başladık



Dağ çiçikleri  


Akçat yol ayrımındaki köprü



Dere ve rahatlayan ayaklar


Yorumsuz


Koca çınar



Serinleyen ayaklar


Tırmanışın sonu


Su içmeli 


Bisikletli yolda



Köyler ve yollar



Bakış 


Dağlar 


Kayalarda yaşam 


Kaya oylumunda bitkiler

Karamürsel bölgesinde defalarca tur yaptık, nedeni karşı yakadan gelen arkadaşım Serhad'la(Bazen de Cengiz) buluşma noktamız olmasıydı. Benim evimden Karamürsel 25 km(Yaklaşık 1 saat) , Serhad ise Eskihisar'dan 1.5 saatte geliyor sanırım. Neyse sonuçta, Karamürsel sahilinde buluşup, piknik banklarında soluklanıp, biraz sohbetten sonra güney yönünde Samanlı tepelerine doğru tırmanmaya başlıyoruz. Bu tepeler birçok köye kucak açmıştır; sakinlerine yıllardır İzmit Körfezinin panoramik manzarasını seyrettirir.

Pazarköy,Çamçukur,Tepeköy,Karapınar,Suludere,Safiye... içlerinden veya yakınlarından geçtiğimiz bazı köyler; kestane,gürgen,akkavak,meşe ve çam çeşitlerini barındıran doğayla barışıktır bu köyler ama son yıllarda çirkin yapılaşma kanser gibi yayılmakta buralarda.

Biz bu turda Karapınar köyüne tırmanıp (423 mt), (bu tırmanışta yaklaşan seçime yetişmeye çalışan kamyonlardan bol miktarda toz yutuyoruz!) güneye Akçat'a giden yola devam ediyoruz. Karapınar'dan sonra nefis bir inişle-araç trafiği çok azalıyor-, Başdeğirmen konaklama evlerinin bulunduğu vadiye ulaşıyoruz; tesisleri biraz geçince Akçat yolu, bir köprüyle yalakdereyi aşıp sola kıvrılıyor. Köprünün hemen yakınlarında akışına ve çınar ağaçlarıyla örtülü tavanına hayran kaldığımız dere kenarına inip, ayaklarımızı gürül gürül akan suya sokup dinlendiriyoruz. Burası sakinliği ve bakir doğasıyla bizi mest ediyor, çiçek kokuları-kuş sesleri ve akan suyun sesi, kenarından ayrılasımız gelmiyor.

Derede serinlemenin verdiği enerjiyle tekrar pedallara asılıyoruz, biraz tırmanıştan sonra, Yalakdere-Akçat yol ayrımına varıyoruz( Karamürsel'den bu ayrım 12 km). Biz sağ yöne yani Yalakdere yoluna sapıyoruz.

Birçok arazinin satılık olduğu dikkatimi çekiyor. Yalakdere köyü aşağıda vadide kalıyor, biz yüksekçe bir yerde konaklayıp yanımızda getirdiğimiz azıklarımızı yiyoruz,sularımızı içiyoruz.

Yalakdere'nin içinden ve salkım-saçak asılmış birçok parti flamasının altından geçerek, Altınova yoluna gidiyoruz. Valideköprü'de onarım ve yenileme çalışmaları devam ediyor. Tarihi görünümünün kaybolmamasını diliyorum.

Suyunda ayaklarımızı serinlettiğimiz derenin eşliğinde Altınova'ya ulaşıyoruz; o sularını Hersek'te körfezle buluştururken, biz de vedalaşıp ters yönlere ayrılıyoruz.

Altınova'dan sonra arkamdan esen karayel rüzgarı sayesinde 30-35 kmh. hızla bir saat sonra evime ulaşıyorum. Denizcilikte,rüzgar için ''Arkadan gelsin(essin), kol gibi gelsin.'' denir.




Turumuzun haritası ve Yükseklik eğrisi (Max.yük-423 mt. Toplam tırmanış-714 mt.)

Toplam: 94 km. yi 5 saat 7 dk. bisiklet zamanıyla tamamlıyorum.
Bu gezinin ve günün toplam parasal harcaması: 2 adet poğaça için 1(yazıyla bir) liradır.
Bisiklet gezisinde farkındalık yüksek, hız azdır. Fotoğraf meraklılarına duyurulur.

Yolunuz açık olsun...

1 yorum:

  1. Güzel bir rotaymış gerçekten; siyah beyaz fotoğraflar eşliğinde de gayet güzel bir yazı olmuş. Bu civarları keşfetmeyi çok istiyorum açıkçası; yakın zamanda İzmit çevresinde günü birlik birkaç rota belirleyip başlayım istiyorum bakalım..

    YanıtlaSil