16 Haziran 2011 Perşembe

Günlük gezintiler


Emekçi Bisiklet

Bisikleti çeşitli amaçlar için sık sık kullanırım; bazen en yakın kasaba Gölcük'ten alışverişe giderim, kimi zaman sabah çok erken (6-7 gibi) veya akşamüstü gezinti yaparım, fotoğraf makinemde yanımdadır hani...
Bisikletimle giderken, yolda olmanın en güzel yanı, ağır ve sessizce ilerlerken çevremdeki yaşantının değişkenliği ve çeşitliliğinin farkına varmaktır. Kalabalık yollardan, yoğun yerleşimlerden uzak ara yolları ve doğaya daha yakın hissettiğim köy yollarını (yolumu uzatsalar da) tercih ederim. Gün be gün görüş alanımın yeni yapılan yerleşimlerle daraltıldığını ve güzelim meyve bahçelerinin beton sitelere kurban edildiğini üzülerek izlerim. Yol, kimi zaman, bana sürprizler hazırlamıştır.

Bisikletiyle hurda taşıyan adam ve yorgun basışı pedallara.(üstteki resim) Benzer araçları kullanmamıza rağmen, amaçlarımızın ne kadar farklı olduğunu gösterir bana.



Bakışlardaki çaresizlik, insanlığa sessiz yakarış.

Ve yol kenarlarına terk edilmiş köpek yavrularıyla kesişir yolum; üzüntü, kızgınlık ve çaresizlik hissederim. O kötü kaderli yavruların gözlerinde, hayatın acımasızlığını okurum.


Günbatımında bulutlar

Ve doğayı gözlemlerim sürekli, gökyüzünü ve bulutları izlemeyi de çok severim. Bulutların anlık değişkenliği çok şey anlatır bana, hele de akşamüstüyse ve batmaktaysa güneş...


Doğu yönü, Masif bulut kümesinin ardında Kartepe var.

Doğanın güzelliğinin ve ihtişamının farkında olmalı insan, o zaman belki kapıldığı - kibir, gurur, böbürlenme, kendini beğenmişlik, bencillik v.b.- yıkıcı akıntılarla sürüklenmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder